gogol
Yeni Üye
- Katılım
- 14 Ara 2009
- Mesajlar
- 259
- Tepkime puanı
- 77
- Puanları
- 0
- Yaş
- 43
- Ad Soyad
- Gökhan GÖL
( Daha önce başka bir platformda derleyip yayınladığım aktif karbon ile ilgili ayrıntılı makaleyi, mevcut sitenin domain problemlerinden dolayı her an silinme riski ile karşı karşıyaya olduğunu fark ettim. bu sebeple en azından tüm hobici arkadaşların bundan böyle kolaylıkla ulaşabileceği resifbölgesi formda makaleyi paylaşmayı uygun gördüm. Talep halinde diğer başka makaleleri de ekeleyebilirim. Yazı bir kaç kaynaktan çeviri ve tecrübeler ile yazılmıştır. Kaynaklar silindiği için dipnot olarak ekleyemedim )
Aktif Karbon Kömürden Gelen Mucize
Aktif karbonun akvaryum endistürisinin en çok satılan ürünlerinden biri olduğu kesindir. Çok uzun bir zamandır filtre malzemesi olarak kullanılmaktadır. Hazır satılan filtre medyalarının, sıklıkla iyon değiştirici reçine veya amonyak tutucu olarak anılan malzemelerin ve yüzlerce diğer akvaryum ürününün vazgeçilmez bileşenedir.
Peki neden aktif karbon kullanıyoruz. Bunu herhangi bir akvariste sorduğumuzda size, kokuyu ve rengi almak için, akvaryum suyunu berraklaştırmak için diyecektir. Bu konuda haklıdırlar; çok güzel bir show tankınız olabilir fakat kimse balık kokan bir odaya girmek istemez.
Özellikle resif akvaryumu hobicilerinin kafasında, aktif karbonun nasıl iş gördüğü konusunda bir çok soru işareti vardır. Karbon ile ilgili internette dolaşan ve hatta karbon ürünlerinin etiketlerinde bulunan hatalı bilgiler, insana şakınlık verecek düzeydedir. Ayda bir kaç gün tutumlu bir şekilde kullanılması gerektiği söylenmektedir. Hey millet ! aktif karbon zehirli değildir; doz aşımı yapılamaz. Tüm tuzunuzu veya eser elementlerinizi tüketemez.
Aktif karbonun işi, sıklıkla organikler olarak adlandırılan organik atıkları toplamaktır. Derin kum yatağınız, büyük bir kalsiyum reaktörünüz, devasa bir devir-daim motorunuz olabilir fakat; bunların hiç biri organikler üzerinde herhangi bir etki göstermeyecektir.
Organikler konusuna değinecek olursak, okyanuslar, bir seri doğal dönüşüm sistemleri ile, mükemmel bir organik atık uzaklaştırma dengesine sahiptir. Bu devasa su hacmi ve su yüzeyi, atık sürecini iştelen binlerce tür makro ve mikro canlıya ev sahipliği yapar. Evdeki akvaryumlarımız yaşam mücadalesi veren bu organizmaların sadece küçük bir parçasını barındırır. Bu kadar fazla canlının görece küçük hacimdeki kapalı bir sistemde oluşturduğu habitatta organikler birikmeye yatkındır ve doğal okyanus seviyerinin çok üstündeki bir konsantrasyona ulaşabilirler. Çok agresif su değişimleri yapılması bile bu organiklerin doğal seviyeri taklit edecek kadar su içinde yeterince dilue olmasını kesinlikle sağlayamaz.
Amonyak, nitrit ve nitratları organiklerle karıştırmayınız. Bu nutrientlerin yok edilmesinden tüm akvaryumlarda bakteriler sorumludur. Akvaryumlarımız bu bakterilerin gelişimi için gerekli nutrientlerden oldukça zengindir.Diğer yandan organikler ise kompleks metabolik komponentler içerir( fenol, organik asit, protein, karbonhidrat, yağlar, proteinler ve hormonlar). Bu organiklerin yok edilmesi için akvaryumlarımızda doğru bakterileri geliştiremeyiz. Aslında kum yüzeyinde ve sump dibindeki tortularda organikler yüksek konsantrasyona ulaşır. Bu partiküller, pH, oksijen ve ORP(oksidayon redüksiyon potansiyeli) düzeyleri sabit oldukça oldukları yerde kalırlar. Ciddi sallamalar ve parçalama hareketleri bu partikülerin su içine karışmasına ve dolu bir tankta çığ etkisi baştacak bir kazaya neden olabilir.
Organikler Nereden Geliyor ?
Organikler balık ve omurgasızların metabolizmasında meydana gelen doğal bir sürecin ürünüdür. Tanka eklenen yemler az bir miktarını oluşturur( yani balık ne kadar fazlaysa organikler o kadar fazla, yemleme miktarını azlatmak organik seviyesini fazla etkilemeyecek). Özellikle resif tankları organiklere karşı daha korumasızdır çünkü; mercanlar ve omurgasızlar balıklardan daha fazla organik üretirler. ‘Coral slime’ denilen şeffaf mercan salgısı hemen hemen %100 organiktir. Bir mercanı elleyip rahatsız ettiğinizde bu salgıdan fazla miktarda bırakacaktır. Bu salgılar kafa motorlarında parçalanır, mekanik filtrelere takılır ve sonuçta akvaryum suyunda çözünür. Okyanuslar ise tam tersine, mercandan yüzlerce metre ötede bu salgılardan hızlıca kurtulmaktadır.Tüm diğer omurgasızlar ve balıklar tarafından tüketilen ‘coral slime’; özelleşmiş bakteriler tarafından hızlıca parçalanır ve plankton besini olarak kullanılır. Okyanusda herşey geri dönüştürülür; akvaryumda ise uzaklaştırılır.
Organikler Neden Kötüdür?
Organiklerin sadece bir kaçı marin habitat üzerine direkt toksik etkili iken, bunlar tanktan oksijeninizi çalacak heterotrofik bakterilerin gelişimini tetiklerler. Bu bakteriler aynı zamanda karbondioksit ( CO2) üretir. Sonuç, istenmeyen alglerin kolyca gelişebileceği uygun şartlar olan düşük pH ve düşük ORP dir. Organikler mavi ışık spektrumu penetrasyonunu( actinic 420 nm) büyük oranda bloke ederek akvaryum suyunun rengini sarı tonlara doğru hızlıca çevirir. Yüksek organik seviyeleri protein skimmer üstüne yük bindirir ve nitrat-fosfat seviyelerinin minimale indirilmesi zorlaşır.
Organik kompenentlerin deniz akvaryumunda hangi organizmalara karşı nasıl ve ne şekilde etki edeceğini kimse bilemez. Daha fazla balık ve mercan olan akvaryumlarda organik seviyerinin yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
Organiklerin balık gelişiminin marifeti olduğu sabit bir gerçektir. Bir balığın sadece bulunduğu hacim kadar büyüyebileceği söyleyen eski bir sır çözülmüştür. Bu durum gerçekte su volümü veye tank büyüklüğü ile alakalı değildir; sorumlu olan organiklerin birikimidir.
Orta derece yüksek organik seviyelerinde, mercanlar ve omurgasızlar çoğalmalarını azaltmaya veya durdurmaya yatkındırlar. Bazı araştırmalar göstermektedir ki, yüksek organik seviyeleri ile hastalıklı organizma populasyon yoğunluğu arasında bir ilişki vardır. Organiklerin doğal yoldan azaltılması su kalitesinin artmasına ve daha sağlıklıklı türlerin oluşmasına neden olur. Aktif karbon organiklerin akvaryumdan uzaklaştırılmasında en etkili metottur.
Organik Seviyesinin Yüksek Olduğu Nasıl Anlaşılır ?
Deniz akvaryumlarında organik seviyesinin yüksek olduğunu gösteren bazı ip uçları vardır:
(1) Düşük nutrient seviyelerine rağmen devam eden saç yosun problemi
(2) Tankın köşelerinde veye sumpda bazı köpükleşmeler
(3) Geri dönüş akıntısının veya yüzeye bakan dalga motorunun çözemediği, su yüzeyindeki yağlı film tabaka veya bulanık katman
(4) Kaya ve kum üzerinde noktasal tarzda küçük cyanobakteria gelişimi
Aktif Karbon Nasıl Çalışır ?
Aktif karbon hindistan cevizi kabuğu, odun, linyit veya taş kömürden(bitümlü kömür) üretilen eşsiz bir üründür.Su içinde kullanmak için en uygun olan aktif karbonlar, bitümlü kömürden yapılanlardır. Bitümlü kömürden yapılan aktif karbonlar en uygun gözenek çeşidine ve yüzey alanına sahip olduğundan, diğer maddelerle hazırlanmış aktif karbonlara göre, gramları başına daha fazla madde çekebilirler. Bu yüzden akvaryum kullanımı için tercih edilmesi gereken tip budur. Malzemeyi aktifleştirme işlemi sırasında 750 Cº civarına ısıtılır ve basınç uygulanır( fiziksel aktifleştirme). Bu işlemin amacı malzemenin por yapısını çoğaltarak adsorpsiyon kapasitesini arttırmaktır. Bir aktif karbon taneciğinin iç yapısı makropor ve mikroporlardan oluşur.Bu porların yüzey alanı çok büyüktür. Bir gram granüler aktif karbon(GAC) yaklaşık 500 m2 alan içerir. Karbon sadece çok geniş yüzey alanı sayesinde organikleri yakalamaz; karbon-organik çekimi aynı zamanda elektiriksel bir şarj ile ilgilidir.
Aktif karbon akvaryumdaki organikleri adsorbsiyon ve absorbsiyon prensiplerine göre uzaklaştırır. Her iki süreç atıkların (adsorbat) sıvı fazdan( su) katı faza(karbon) geçişi ile ilgilidir. Adsorbsiyon elektrostatik Van der Walls kuvvetlerine bağlı olan primer tutunma mekanizmasıdır. Bu çekici güç karbon ve adsorbat arasındaki göreceli zayıf bağlardan oluşur. Teorik olarak aktif karbon neyi tutttuysa onu tekrar geri salabilir.Fakat akvarist deneyimleri ve labarotuvar deneyleri bu geri bırakmanın ve herhangi bir toksik madde salınımının çok nadir olabileceğini göstermiştir. Aktif karbonun dış yüzeyinde kolayca kolanize olan bakteriler bazı atık organikleri tüketirler. Yüzeydeki bu bakteri gelişimi karbon taneciğini geri salınımdan koruyan en önemli mekanizma olabilir.
Absorbsiyon fiziksel tuzaklama ve kimyasal reaksiyonların meydana geldiği gözenekler ağı içindeki gaz difüzyonu olarak adledilir. Örneğin ozon (O3) , karbon yüzeyinin bir bölümünde oksidize edilerek absorbe edilir. Ozon oksijeni indirgeyerek akvaryum için güvenli ve arındırılmış hale getirir. Ozon karbon yapısı içinde birikmez.
Üçüncü bir tutma süreci kimyasal tutmadır. Karbon yüzeyi ve adsorbat arasında geridönüşümsüz(irreversible) kimyasal bağlar oluşur. Atıklar emici yüzeye sıkıca bağlanır.
Bu üç tutma mekanizması akvaryumda beraberce işler. Tutma süreci üç aşamada meydana gelir:
(1) Organiklerle yüklü su aktif karbon partiküllerine temas eder.
(2) Adsorbat gözenekler içine difüze olur.
(3) Karbonda tutunma meydana gelir.
Tutunma süreci araç park etmeye benzetilebilir. Araçlar( organikler) ototyolda(akvaryum) serbestçe hareket eder. Araçlar park için kendisine uygun boşluk(por-gözenek) arar. Park yerleri dolduğunda tutunma hızı yavaşlar. Geniş organik bileşiklerin tutunması küçük olanlardan daha uzun sürer. Tutunma hızı su sıcaklığı, pH ve tuzluluktan etkilenir.
Aktif Karbonun Performansını Etkileyen Faktörler
Por Genişliği sıvı faz etkin makroporlu( bitümlü taş kömür ve linyit kömür) bir aktif karbonun akvaryumdaki organikleri toplması için por yapısının yeterli genişlikte olması gereklidir( 30 Angstrom). Aktif karbonun üretildiği kaynak karbonun por çapını belirleyen en önemli etkendir. Hindistan cevizinden elde edilen aktif karbon porları tipik olarak çok küçüktür ve sıklıkla çeşme suyundaki chlorini nötralize etmek için kullanılır. Hindistan cevizi aktif karbonunun çok ince por yapısı(15 Angstrom) tüm organiklerin tutunmasına olanak sağlamaz.Odun aktif karbonunun por yapısı biraz daha geniş olup(25 Anstrom) orta büyüklükte organikleri toplayabilir.
Toplam Yüzey Alanı ( TSA) toplam yüzy alanı m2/g olarak ölçülür. Karbon ürününün yüksek TSA lı olması için organiklerle kilitlenen porların yeteri kadar küçük olması önemlidir(mikroporosity). ”İodin Adsorbtion Number( iyodin sayısı)” mikropor yapsının nin bir ölçüsüdür. İyodin sayısı 1000 veya daha büyük ise aktif karbonun bol miktarda mikropor içerdiğini gösterir. Mikroporlu bir aktif karbonun yüzey alanı da geniş olmaktadır(akvaryumda kullanımda karbonun fazla mikroporlu olmasını istemiyoruz, çünkü daha büyük organikleri de toplamak istiyoruz).Molasses Sayısı makropor yapısının bir ölçüsüdür. Karbonun şekeri renksizleştirme yeteneğidir.Molasses sayısı 400 den büyük olması aktif karbonun makropor yapısının fazla olduğunu gösterir. Bazı yüksek performanslı aktif karbonların Molasses sayısı 1000 den büyüktür. Por boyutu arttıkça yüzey alanı azalır. Karbon özellikleri incelenirken bu iki özelliğe dikkat edilmelidir.
Sertlik ve Aşınma sayılarını da bazen görebilirsiniz fakat bunlar sadece karbonun reaktivasyon süreci ile ilgilidir ve hobici için önem teşkil etmez.
Parçacık Büyüklüğü bazı filtrasyon sistemleri için partikül büyüklüğü önemli olabilir. Küçük karbon parçacıkları hep beraber dış filtredeki akımı azaltabilir. Fakat bu düşüş çok fazla kısıtlıyıcı değilse tutma sürecindeki temas süresini artıracaktır.Akvaryumda kullandığımız karbonların en sık partikül büyüklüğü 1.4 mm-4.75 mm arasındadır.
Karbon tozu toz miktarı karbon aktivitesini etkilemez. Demir ve Kalsiyum-oksit içerir.Aktivasyon sürecine, hangi materyalden elde edildiğine göre ve hatta aynı tür karbonlar arasında bile toz miktarı değişebilir. Suda çözünebilir olduğundan yıkanma ile uzaklaştırılabilir. Bazı kaliteli organik karbonlar üzerindeki organikleri temizlemek için hidroklorik asitle yıkanmıştır; fakat ne yazık ki hala bir çok marka fosfor içeren fosforik asit kullanmaktadır.
Bu karbon standartları The American Society for Testing and Materials (ASTM)tarafından oluşturulan bir komite tarafından belirlenmiştir.
Aktif Karbon Seçimi
Akvaryum endüstrisinde aktif karbon granüler ve sıkıştırılmış(extruded) halde satılmaktadır. Sıkıştırılmış ürünler pellet veya küresel haldedir. Sıkıştırılmış karbonlar daha dayanıklıdır ve medya reaktöründe parçalara bölünmeden dönebilir ve aynı zamanda daha az toz çıkartırlar. Bununla birlikte sıkıştırılmış karbonun yüzey alanı granüler karbondan daha azdır ve aynı sonucu almak için daha fazla ürün kullanmak gerekir.Granüler karbon daha yumuşaktır ve daha fazla tozuma yapar. Toz seviyesi karbonun etkinliğini ve kalitesini değiştirmez.
Seçebileceğimiz bir çok marka aktif karbon bulunmaktadır. Kaliteleri, zararlı ve mükemmel arasında değişmektedir. İsmini üzerinde ‘kömür’ veya ‘kömürleşmiş’ yazanlardan uzak durulmalıdır (aktif kömür gibi). Bu ürünler aktif değildir, ağır metalleri ve kokuyu tutmaları çok sınırlıdır. Bunlar ayrıca istenmeyen alg gelişimine neden olabilecek kalsiyum-fosfat da içerebilir.
Aktif karbona adledilen diğer bir ün ise filtre ettiği fosfatı suya geri salmasıdır. Bu kısmen doğrudur. Aktif karbon iki şekilde yapılır : Fiziksel aktivasyon ve kimyasal aktivasyon. Fiziksel aktivasyonda CO2, O2, su buharı gibi fosfat içermeyen içerikler kullanılırken, kimyasal aktivasyonda fosforik asit ve çinko kullanılır. Eğer bu ikinci türü kullanıyorsanız tankınıza karbon eklediğiniz de fosfat da eklemiş olursunuz. Fosfatlı bir ürün kullanmaktansa karbonu hiç kullanmamak sizin için daha iyi olacaktır.
Aktif Karbon Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz ?
Ürün etiketinin karbonla ilgili bilgilerine bakın. Eğer su buharı, oksijen veya karbondioksitin kullanıldığı bir süreçten bahsediliyorsa gerçekten fosfat barındırmıyordur ve suya fosfat salmaz. Bazı karbonlar basitçe ‘ fosfat free’ olarak satılır ki bu da su buharı aktivasyon sürecinden geçtiğine delalet edebilir. Eğer etikette fosfattan hiç bahsetmiyorsa, aktivasyon sürecine değinilmemişse, fosfatı minimalize etmek için yıkamaya ihtiyaç vardır.Fosfordan düşük düzeyde arındırılmış olma ihtimali olan karbondan uzak durmak gereklidir.
Eğer bir medya reaktörünüz varsa, sıkıştırılmış pelletize karbon kullanabilirsiniz. Birbirlerine çarptıklarında kırılmayacaklardır. Eğer dış filtre veya torba-filede kullanacaksanız granüler karbon almanız gereklidir. GAC maliyetine göre daha fazla yüzey alanı sağlayacaktır fakat daha yumuşak ve kırılgandır.
Aktivasyon sürecinin ardından inorganik bir madde olan kül tozu oluşur. Satılan karbonlarda ‘pH yı etkilemeyecek kadar az toz içermektedir’ yazdığını görebiliriz. Yüksek toz içeriği ilk kullanımda akvaryum pH sını yukarı doğru zıplatabilir. Tüm karbonlar bir miktar toz içerir ve kulanılmadan önce tatlı suda yıkanması ile bu tozdan arındırılır.Aktif karbonu kullanmadan önce bir kaç saat RO suda bekletmek bu sorunu ortadan kaldırmak için iyi bir yöntemdir.
Aktif karbon kullanılacak olan filtrelerde mekanik filtrasyonun iyi yapılması gerekir. Aksi halde gözenekleri tıkanır ve işe yaramaz hale gelir.
Kaliteli karbon markaları por büyüklüğü, iyodin sayısı gibi diğer parametreleri de üzerlerinde belirtmektedir. Dört önemli etiket bilgisi:1) Kimyasal aktivasyon yapılmamış olması( fosforik asit veye çinko hidroksit ile)
2) Makroskobik yapı: Gözenek genişliği 30 Angstrom veya üstünde(makroporlu)
3) Düşük İodin Sayısı: <600 ( mikropor yapısı daha az)
4) Yüksek Molasses Sayısı: > 400( makropor yapısı daha fazla)
İyi bir karbon markasının etiketinde şunları görmeniz gerekir:
Iodine Number: 1000 min. Ball-Pan Hardness: 97 min. Surface area (BET) m2/g: 1225 pH: Neutral Food Chemicals Codex: Passes Ash, Mass %: 3 Methylene blue absorption g/100g: 24 Washed with Hydrochloric Acid
Aq Pharm Black Magic®
Kent Reef Carbon®
Boyd Chemi-Pure®
Hagen® Fluval® Carbon
Hydor Prime®
Lifegard® Pelletized
Marineland Black Diamond®
ROWAcarbon®
Seachem Matrix®
T.L.F. Hydrocarbon®
Warner® Granular
tablo: bazı karbon markarının karşılaştırılması
Burada önemli bir nokta da şudur ki etiket ve pazarlama bilgilerinden en iyi karbonu seçmemize yarayacak tamamen doğru tek bir veri yoktur. Akvaryumumuzda kendi gözlemlerimiz önemlidir. Pahalı bir markanın ürünü sizin için en iyisi olmayabilir. Bu ürünlerin etkinliği deney ortamlarında çeşitli maddeler kullanılarak ölçülmektedir(metilen mavisi ve malasit yeşili boyası ile salınım gibi). Tankınızdaki organikleri toplama becerileri ve tankınızın sağlık durumu sizin gözleminiz altındadır ve bazen en iyi karbona deneyerek ulaşabilirsiniz.
Aktif Karbon Nasıl Kullanılır ?
Sürekli kullanım için tavsiye edilen miktar: 1 su bardağı karbon( 240 ml) yaklaşık 240 litre su hacmi için yeterlidir. Bu doz genel olarak önerilen dozlardan biraz daha fazladır, daha fazla karbon daha hızlı ve daha uzun çalışır. Organik miktarının çok yüksek olduğu veya ilk defa karbon kullanılacak kötü bakılmış tanklarda bu dozun iki katına çıkılabilir. Doz aşımı sıkıntı yaratmayacaktır.
Su karbona ulaşmadan önce mekanik olarak filtre edilmelidir. 100 micron filte kullanımı ile karbonun ömrü uzayacaktır.
Bilinenin aksine, karbon üzerinden tüm akvaryum suyunun geçmesi için bir dış filtreye veye sumpda ayrı bir aparata konulmasına gerek yoktur. Karbonla doldurulmuş bir file -torbanın sumpa bırakılması yeterli olacaktır çünkü; karbon sudaki partikülleri elektiriksel olarak çeken bir maddedir, durağan mekanik bir filtre malzemesi değildir. Çalışmalar göstermiştir ki,sumpta üzerinden ortalama bir akım geçen torba içindeki karbon, temel organik atıkları, ilaçları ve ağır metalleri toplamıştır. Gerçek performans torbadaki materyalin akışkanlığına bağlıdır. Eğer bir medya reaktörü kullanıyorsanız karbon kullanmanın en etkili yolu , filtre deliklerinin karbonun kaçamayacağı kadar küçük, fakat mümkün olan en geniş büyüklükte olmasına dikkat etmektir.
Ortalama bir marin akvaryumda karbon 6 hafta kullanılabilir. Resif tankları, sadece balık olan marin tanklardan daha fazla organik üreteciğinden bu süre 4-6 hafta olarak verilebilir. Eğer su mekanik olarak filtre edilmeden karbon kullanılıyorsa veya istenmeyen alg gelişiminin işaretleri görülüyorsa, bu süreyi daha kullanışlı bir şekilde ayarlamanız veya karbon miktarınızı artırmanız gerekecektir. İlaç veya diğer kimyasalların kullanımı sonrası aktif karbon konacaksa, ürünün suda kalması süresi daha kısa olabilir.
Daha önce değindiğimiz gibi aktif karbon ozonu nötralize etmek için kullanılabilir. Ozon gazı karbon yüzeyinde oksidize olur ve oksijeni indirger. Reaksiyona girmeyen fazla ozon skimmer kabı ile atmosfere yayılır. Aktif karbon emdirilmiş bir malzeme skimmer toplama kabının üst kısmına uygun şekilde kesilip konularak ozonun ev içinde birikmesi önlenebilir. Nötralizayon işlemi ile karbon tamamen tükendiğinde rengi beyaza dönecektir.
Karbonu işi bitince tekrar kullanmanın veya tükenmişliğini ölçmenin etkili bir yolu yoktur. Karbonu tekrar kullanmayın veya temizlemeye çalışmayın. Karbonun yüksek sıcaklık ve düşük oksijen şartlarında tekrar kullanılabilir hale getirilmesi mümkün olmakla birlikte, hobici şartlarında bu pek maliyet etkin bir yöntem değildir. En iyi çözüm 4-6 hafta aralıklarla karbonunuzu değiştirin.
Aktif Karbon Mitleri ve Yanlış Kavramlar
§ Karbon eser elementleri toplar Kısmen Yanlış.Karbon organiklere eser elementlerden daha fazla ilgi gösterir fakat bazı elementleri toplayacaktır. Bu toplama < pH 3 ve > pH 10 ( 3 den küçük 10 dan büyük) değerlerinde maksimaldir ve bu pH değerlerinin sağlıklı bir akvaryumda görülmesi pek mümkün olmadığından karbonun önemli bir eser element toplayıcısı olduğu söylenemez. Diğer yandan, protein skimmer ve tanktaki canlılar aktif karbondan daha fazla eser metal tüketir. Bu elementler bir şekilde azalmış olsa bile her zaman rahatlıkla bulabileceğimiz katkılar ile çözüm bulabiliriz.
§ Karbon yakaladığı organikleri suya geri verir Yanlış. Karbon gözenekleri bir defa doygunluğa ulaştıktan sonra, karbon taneciklerinin üzeri ince bakteri tabakası ve tortuyla kaplanarak iç kısımdaki gözeneklerde tutulan organiklerin hapsolmasını sağlar ve zayıf bir biyolojik filtre gibi iş görmeye başlar.
§ Karbon sadece ayda bir kaç gün kullanılmalıdır Yanlış. Bu mit aktif karbonun uygulama sonrası suyun sarı renk tonunu ve akvaryumdaki kokuyu 48 saatde alabilmesi ile başlamıştır( belki de satıcılar daha fazla karbon satmak istedikleri için). Organiklerin daha yüksek konsantrasyonu kokusuzluk ve renksizlik için daha uzun temas süresi gerektirir. Kısa süreli karbon kullanımının diğer bir olumsuz etkisi depolama ve tekrar kullanımdır. Karbon bir defa sudan çıkarıldığında havadaki partikülleri toplamaya devam eder. Nemli karbonun plastik bir kapta muhafaza edilmesi de işe yaramaz çünkü durgun akvaryum suyu ile tıkanan tanecikler tükenmiş hale gelecektir.
§ Akvaryuma dökülen karbon zararlıdır Yanlış. Karbon granülleri kazara akavayuma kaçsa bile, hızlı bir şekilde bakterilerle doygun hale gelecek ve bir kum tanesi gibi biolojik olarak etki gösterecektir. Görüntü çirkin olabilir ama tamamen zararsızdır.
HLLE ( Head and Lateral Line Erosion, Baş ve Sırt Çizgisinde Soyulma Sendromu) ve Aktif Karbon İlişkisi
HLLE tuzlu ve tatlı su balıklarını ciddi şekilde etkileyen bir balık hastalığıdır. Hastalık balığın göz çevresinde ince noktalar halinde başlayan deri soyulmalarının baş ve sırt bölgesine doğru yayılması ile devam eder. İlerlemiş vakalarda yüzgeçleri tutabilir. Bu hastalığın en az 20 balık türünü etkilediği bilinmektedir.
Son çalışmalar GFO nun HLLE için potansiyel bir kaynak olabileceğini ortaya koymuştur. Özellikle karbon tozunun buna sebep olabileceği çalışmalarda gözlemlenmiştir(HLLE ile ilgili ayrıntılı bilgiler başka bir makalenin konsu olacaktır).
Aile Genel İsim
Acanthuridae SurgeonfishesBlenniidae
Combtooth blenniesCentrarchidae
SunfishesCeratodontidae
Australian lungfishChaetodontidae
ButterflyfishesCichlidae
New World cichlidsGadidae
CodsGrammatidae Basslets
GrammasHaemulidae
GruntsLabridae
WrassesLutjanidae
SnappersMuraenidae
Moray eelsPercichthyidae
Temperate perchesPercidae
PerchesPlesiopidae
RoundheadsPomacanthidae
Marine AngelfishesPomacentridae
DamselfishesProtopteridae
African lungfishesScorpaenidae
ScorpionfishesSerranidae
Sea basses and soapfishes
Tablo 2. -HLLE ye karşı duyarlı olduğu bilinen balık türleri (J. Hemdal – kişisel gözlem).
Keyifli hobiler…
—-by gogol—-
Aktif Karbon Kömürden Gelen Mucize
Aktif karbonun akvaryum endistürisinin en çok satılan ürünlerinden biri olduğu kesindir. Çok uzun bir zamandır filtre malzemesi olarak kullanılmaktadır. Hazır satılan filtre medyalarının, sıklıkla iyon değiştirici reçine veya amonyak tutucu olarak anılan malzemelerin ve yüzlerce diğer akvaryum ürününün vazgeçilmez bileşenedir.
Peki neden aktif karbon kullanıyoruz. Bunu herhangi bir akvariste sorduğumuzda size, kokuyu ve rengi almak için, akvaryum suyunu berraklaştırmak için diyecektir. Bu konuda haklıdırlar; çok güzel bir show tankınız olabilir fakat kimse balık kokan bir odaya girmek istemez.
Özellikle resif akvaryumu hobicilerinin kafasında, aktif karbonun nasıl iş gördüğü konusunda bir çok soru işareti vardır. Karbon ile ilgili internette dolaşan ve hatta karbon ürünlerinin etiketlerinde bulunan hatalı bilgiler, insana şakınlık verecek düzeydedir. Ayda bir kaç gün tutumlu bir şekilde kullanılması gerektiği söylenmektedir. Hey millet ! aktif karbon zehirli değildir; doz aşımı yapılamaz. Tüm tuzunuzu veya eser elementlerinizi tüketemez.
Aktif karbonun işi, sıklıkla organikler olarak adlandırılan organik atıkları toplamaktır. Derin kum yatağınız, büyük bir kalsiyum reaktörünüz, devasa bir devir-daim motorunuz olabilir fakat; bunların hiç biri organikler üzerinde herhangi bir etki göstermeyecektir.
Organikler konusuna değinecek olursak, okyanuslar, bir seri doğal dönüşüm sistemleri ile, mükemmel bir organik atık uzaklaştırma dengesine sahiptir. Bu devasa su hacmi ve su yüzeyi, atık sürecini iştelen binlerce tür makro ve mikro canlıya ev sahipliği yapar. Evdeki akvaryumlarımız yaşam mücadalesi veren bu organizmaların sadece küçük bir parçasını barındırır. Bu kadar fazla canlının görece küçük hacimdeki kapalı bir sistemde oluşturduğu habitatta organikler birikmeye yatkındır ve doğal okyanus seviyerinin çok üstündeki bir konsantrasyona ulaşabilirler. Çok agresif su değişimleri yapılması bile bu organiklerin doğal seviyeri taklit edecek kadar su içinde yeterince dilue olmasını kesinlikle sağlayamaz.
Amonyak, nitrit ve nitratları organiklerle karıştırmayınız. Bu nutrientlerin yok edilmesinden tüm akvaryumlarda bakteriler sorumludur. Akvaryumlarımız bu bakterilerin gelişimi için gerekli nutrientlerden oldukça zengindir.Diğer yandan organikler ise kompleks metabolik komponentler içerir( fenol, organik asit, protein, karbonhidrat, yağlar, proteinler ve hormonlar). Bu organiklerin yok edilmesi için akvaryumlarımızda doğru bakterileri geliştiremeyiz. Aslında kum yüzeyinde ve sump dibindeki tortularda organikler yüksek konsantrasyona ulaşır. Bu partiküller, pH, oksijen ve ORP(oksidayon redüksiyon potansiyeli) düzeyleri sabit oldukça oldukları yerde kalırlar. Ciddi sallamalar ve parçalama hareketleri bu partikülerin su içine karışmasına ve dolu bir tankta çığ etkisi baştacak bir kazaya neden olabilir.
Organikler Nereden Geliyor ?
Organikler balık ve omurgasızların metabolizmasında meydana gelen doğal bir sürecin ürünüdür. Tanka eklenen yemler az bir miktarını oluşturur( yani balık ne kadar fazlaysa organikler o kadar fazla, yemleme miktarını azlatmak organik seviyesini fazla etkilemeyecek). Özellikle resif tankları organiklere karşı daha korumasızdır çünkü; mercanlar ve omurgasızlar balıklardan daha fazla organik üretirler. ‘Coral slime’ denilen şeffaf mercan salgısı hemen hemen %100 organiktir. Bir mercanı elleyip rahatsız ettiğinizde bu salgıdan fazla miktarda bırakacaktır. Bu salgılar kafa motorlarında parçalanır, mekanik filtrelere takılır ve sonuçta akvaryum suyunda çözünür. Okyanuslar ise tam tersine, mercandan yüzlerce metre ötede bu salgılardan hızlıca kurtulmaktadır.Tüm diğer omurgasızlar ve balıklar tarafından tüketilen ‘coral slime’; özelleşmiş bakteriler tarafından hızlıca parçalanır ve plankton besini olarak kullanılır. Okyanusda herşey geri dönüştürülür; akvaryumda ise uzaklaştırılır.
Organikler Neden Kötüdür?
Organiklerin sadece bir kaçı marin habitat üzerine direkt toksik etkili iken, bunlar tanktan oksijeninizi çalacak heterotrofik bakterilerin gelişimini tetiklerler. Bu bakteriler aynı zamanda karbondioksit ( CO2) üretir. Sonuç, istenmeyen alglerin kolyca gelişebileceği uygun şartlar olan düşük pH ve düşük ORP dir. Organikler mavi ışık spektrumu penetrasyonunu( actinic 420 nm) büyük oranda bloke ederek akvaryum suyunun rengini sarı tonlara doğru hızlıca çevirir. Yüksek organik seviyeleri protein skimmer üstüne yük bindirir ve nitrat-fosfat seviyelerinin minimale indirilmesi zorlaşır.
Organik kompenentlerin deniz akvaryumunda hangi organizmalara karşı nasıl ve ne şekilde etki edeceğini kimse bilemez. Daha fazla balık ve mercan olan akvaryumlarda organik seviyerinin yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
Organiklerin balık gelişiminin marifeti olduğu sabit bir gerçektir. Bir balığın sadece bulunduğu hacim kadar büyüyebileceği söyleyen eski bir sır çözülmüştür. Bu durum gerçekte su volümü veye tank büyüklüğü ile alakalı değildir; sorumlu olan organiklerin birikimidir.
Orta derece yüksek organik seviyelerinde, mercanlar ve omurgasızlar çoğalmalarını azaltmaya veya durdurmaya yatkındırlar. Bazı araştırmalar göstermektedir ki, yüksek organik seviyeleri ile hastalıklı organizma populasyon yoğunluğu arasında bir ilişki vardır. Organiklerin doğal yoldan azaltılması su kalitesinin artmasına ve daha sağlıklıklı türlerin oluşmasına neden olur. Aktif karbon organiklerin akvaryumdan uzaklaştırılmasında en etkili metottur.
Organik Seviyesinin Yüksek Olduğu Nasıl Anlaşılır ?
Deniz akvaryumlarında organik seviyesinin yüksek olduğunu gösteren bazı ip uçları vardır:
(1) Düşük nutrient seviyelerine rağmen devam eden saç yosun problemi
(2) Tankın köşelerinde veye sumpda bazı köpükleşmeler
(3) Geri dönüş akıntısının veya yüzeye bakan dalga motorunun çözemediği, su yüzeyindeki yağlı film tabaka veya bulanık katman
(4) Kaya ve kum üzerinde noktasal tarzda küçük cyanobakteria gelişimi
Aktif Karbon Nasıl Çalışır ?
Aktif karbon hindistan cevizi kabuğu, odun, linyit veya taş kömürden(bitümlü kömür) üretilen eşsiz bir üründür.Su içinde kullanmak için en uygun olan aktif karbonlar, bitümlü kömürden yapılanlardır. Bitümlü kömürden yapılan aktif karbonlar en uygun gözenek çeşidine ve yüzey alanına sahip olduğundan, diğer maddelerle hazırlanmış aktif karbonlara göre, gramları başına daha fazla madde çekebilirler. Bu yüzden akvaryum kullanımı için tercih edilmesi gereken tip budur. Malzemeyi aktifleştirme işlemi sırasında 750 Cº civarına ısıtılır ve basınç uygulanır( fiziksel aktifleştirme). Bu işlemin amacı malzemenin por yapısını çoğaltarak adsorpsiyon kapasitesini arttırmaktır. Bir aktif karbon taneciğinin iç yapısı makropor ve mikroporlardan oluşur.Bu porların yüzey alanı çok büyüktür. Bir gram granüler aktif karbon(GAC) yaklaşık 500 m2 alan içerir. Karbon sadece çok geniş yüzey alanı sayesinde organikleri yakalamaz; karbon-organik çekimi aynı zamanda elektiriksel bir şarj ile ilgilidir.
Aktif karbon taneciğinin mikroskobik yapısı. Makropor ve Mikropor yapsı görülmektedir
Aktif karbon akvaryumdaki organikleri adsorbsiyon ve absorbsiyon prensiplerine göre uzaklaştırır. Her iki süreç atıkların (adsorbat) sıvı fazdan( su) katı faza(karbon) geçişi ile ilgilidir. Adsorbsiyon elektrostatik Van der Walls kuvvetlerine bağlı olan primer tutunma mekanizmasıdır. Bu çekici güç karbon ve adsorbat arasındaki göreceli zayıf bağlardan oluşur. Teorik olarak aktif karbon neyi tutttuysa onu tekrar geri salabilir.Fakat akvarist deneyimleri ve labarotuvar deneyleri bu geri bırakmanın ve herhangi bir toksik madde salınımının çok nadir olabileceğini göstermiştir. Aktif karbonun dış yüzeyinde kolayca kolanize olan bakteriler bazı atık organikleri tüketirler. Yüzeydeki bu bakteri gelişimi karbon taneciğini geri salınımdan koruyan en önemli mekanizma olabilir.
Absorbsiyon fiziksel tuzaklama ve kimyasal reaksiyonların meydana geldiği gözenekler ağı içindeki gaz difüzyonu olarak adledilir. Örneğin ozon (O3) , karbon yüzeyinin bir bölümünde oksidize edilerek absorbe edilir. Ozon oksijeni indirgeyerek akvaryum için güvenli ve arındırılmış hale getirir. Ozon karbon yapısı içinde birikmez.
Üçüncü bir tutma süreci kimyasal tutmadır. Karbon yüzeyi ve adsorbat arasında geridönüşümsüz(irreversible) kimyasal bağlar oluşur. Atıklar emici yüzeye sıkıca bağlanır.
Bu üç tutma mekanizması akvaryumda beraberce işler. Tutma süreci üç aşamada meydana gelir:
(1) Organiklerle yüklü su aktif karbon partiküllerine temas eder.
(2) Adsorbat gözenekler içine difüze olur.
(3) Karbonda tutunma meydana gelir.
Tutunma süreci araç park etmeye benzetilebilir. Araçlar( organikler) ototyolda(akvaryum) serbestçe hareket eder. Araçlar park için kendisine uygun boşluk(por-gözenek) arar. Park yerleri dolduğunda tutunma hızı yavaşlar. Geniş organik bileşiklerin tutunması küçük olanlardan daha uzun sürer. Tutunma hızı su sıcaklığı, pH ve tuzluluktan etkilenir.
Aktif Karbonun Performansını Etkileyen Faktörler
Por Genişliği sıvı faz etkin makroporlu( bitümlü taş kömür ve linyit kömür) bir aktif karbonun akvaryumdaki organikleri toplması için por yapısının yeterli genişlikte olması gereklidir( 30 Angstrom). Aktif karbonun üretildiği kaynak karbonun por çapını belirleyen en önemli etkendir. Hindistan cevizinden elde edilen aktif karbon porları tipik olarak çok küçüktür ve sıklıkla çeşme suyundaki chlorini nötralize etmek için kullanılır. Hindistan cevizi aktif karbonunun çok ince por yapısı(15 Angstrom) tüm organiklerin tutunmasına olanak sağlamaz.Odun aktif karbonunun por yapısı biraz daha geniş olup(25 Anstrom) orta büyüklükte organikleri toplayabilir.
Toplam Yüzey Alanı ( TSA) toplam yüzy alanı m2/g olarak ölçülür. Karbon ürününün yüksek TSA lı olması için organiklerle kilitlenen porların yeteri kadar küçük olması önemlidir(mikroporosity). ”İodin Adsorbtion Number( iyodin sayısı)” mikropor yapsının nin bir ölçüsüdür. İyodin sayısı 1000 veya daha büyük ise aktif karbonun bol miktarda mikropor içerdiğini gösterir. Mikroporlu bir aktif karbonun yüzey alanı da geniş olmaktadır(akvaryumda kullanımda karbonun fazla mikroporlu olmasını istemiyoruz, çünkü daha büyük organikleri de toplamak istiyoruz).Molasses Sayısı makropor yapısının bir ölçüsüdür. Karbonun şekeri renksizleştirme yeteneğidir.Molasses sayısı 400 den büyük olması aktif karbonun makropor yapısının fazla olduğunu gösterir. Bazı yüksek performanslı aktif karbonların Molasses sayısı 1000 den büyüktür. Por boyutu arttıkça yüzey alanı azalır. Karbon özellikleri incelenirken bu iki özelliğe dikkat edilmelidir.
Sertlik ve Aşınma sayılarını da bazen görebilirsiniz fakat bunlar sadece karbonun reaktivasyon süreci ile ilgilidir ve hobici için önem teşkil etmez.
Parçacık Büyüklüğü bazı filtrasyon sistemleri için partikül büyüklüğü önemli olabilir. Küçük karbon parçacıkları hep beraber dış filtredeki akımı azaltabilir. Fakat bu düşüş çok fazla kısıtlıyıcı değilse tutma sürecindeki temas süresini artıracaktır.Akvaryumda kullandığımız karbonların en sık partikül büyüklüğü 1.4 mm-4.75 mm arasındadır.
Karbon tozu toz miktarı karbon aktivitesini etkilemez. Demir ve Kalsiyum-oksit içerir.Aktivasyon sürecine, hangi materyalden elde edildiğine göre ve hatta aynı tür karbonlar arasında bile toz miktarı değişebilir. Suda çözünebilir olduğundan yıkanma ile uzaklaştırılabilir. Bazı kaliteli organik karbonlar üzerindeki organikleri temizlemek için hidroklorik asitle yıkanmıştır; fakat ne yazık ki hala bir çok marka fosfor içeren fosforik asit kullanmaktadır.
Bu karbon standartları The American Society for Testing and Materials (ASTM)tarafından oluşturulan bir komite tarafından belirlenmiştir.
Aktif Karbon Seçimi
Akvaryum endüstrisinde aktif karbon granüler ve sıkıştırılmış(extruded) halde satılmaktadır. Sıkıştırılmış ürünler pellet veya küresel haldedir. Sıkıştırılmış karbonlar daha dayanıklıdır ve medya reaktöründe parçalara bölünmeden dönebilir ve aynı zamanda daha az toz çıkartırlar. Bununla birlikte sıkıştırılmış karbonun yüzey alanı granüler karbondan daha azdır ve aynı sonucu almak için daha fazla ürün kullanmak gerekir.Granüler karbon daha yumuşaktır ve daha fazla tozuma yapar. Toz seviyesi karbonun etkinliğini ve kalitesini değiştirmez.
Pellet aktif akrbon
Granüler Aktif Karbon
Seçebileceğimiz bir çok marka aktif karbon bulunmaktadır. Kaliteleri, zararlı ve mükemmel arasında değişmektedir. İsmini üzerinde ‘kömür’ veya ‘kömürleşmiş’ yazanlardan uzak durulmalıdır (aktif kömür gibi). Bu ürünler aktif değildir, ağır metalleri ve kokuyu tutmaları çok sınırlıdır. Bunlar ayrıca istenmeyen alg gelişimine neden olabilecek kalsiyum-fosfat da içerebilir.
Aktif karbona adledilen diğer bir ün ise filtre ettiği fosfatı suya geri salmasıdır. Bu kısmen doğrudur. Aktif karbon iki şekilde yapılır : Fiziksel aktivasyon ve kimyasal aktivasyon. Fiziksel aktivasyonda CO2, O2, su buharı gibi fosfat içermeyen içerikler kullanılırken, kimyasal aktivasyonda fosforik asit ve çinko kullanılır. Eğer bu ikinci türü kullanıyorsanız tankınıza karbon eklediğiniz de fosfat da eklemiş olursunuz. Fosfatlı bir ürün kullanmaktansa karbonu hiç kullanmamak sizin için daha iyi olacaktır.
Aktif Karbon Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz ?
Ürün etiketinin karbonla ilgili bilgilerine bakın. Eğer su buharı, oksijen veya karbondioksitin kullanıldığı bir süreçten bahsediliyorsa gerçekten fosfat barındırmıyordur ve suya fosfat salmaz. Bazı karbonlar basitçe ‘ fosfat free’ olarak satılır ki bu da su buharı aktivasyon sürecinden geçtiğine delalet edebilir. Eğer etikette fosfattan hiç bahsetmiyorsa, aktivasyon sürecine değinilmemişse, fosfatı minimalize etmek için yıkamaya ihtiyaç vardır.Fosfordan düşük düzeyde arındırılmış olma ihtimali olan karbondan uzak durmak gereklidir.
Eğer bir medya reaktörünüz varsa, sıkıştırılmış pelletize karbon kullanabilirsiniz. Birbirlerine çarptıklarında kırılmayacaklardır. Eğer dış filtre veya torba-filede kullanacaksanız granüler karbon almanız gereklidir. GAC maliyetine göre daha fazla yüzey alanı sağlayacaktır fakat daha yumuşak ve kırılgandır.
Aktivasyon sürecinin ardından inorganik bir madde olan kül tozu oluşur. Satılan karbonlarda ‘pH yı etkilemeyecek kadar az toz içermektedir’ yazdığını görebiliriz. Yüksek toz içeriği ilk kullanımda akvaryum pH sını yukarı doğru zıplatabilir. Tüm karbonlar bir miktar toz içerir ve kulanılmadan önce tatlı suda yıkanması ile bu tozdan arındırılır.Aktif karbonu kullanmadan önce bir kaç saat RO suda bekletmek bu sorunu ortadan kaldırmak için iyi bir yöntemdir.
Aktif karbon kullanılacak olan filtrelerde mekanik filtrasyonun iyi yapılması gerekir. Aksi halde gözenekleri tıkanır ve işe yaramaz hale gelir.
Kaliteli karbon markaları por büyüklüğü, iyodin sayısı gibi diğer parametreleri de üzerlerinde belirtmektedir. Dört önemli etiket bilgisi:1) Kimyasal aktivasyon yapılmamış olması( fosforik asit veye çinko hidroksit ile)
2) Makroskobik yapı: Gözenek genişliği 30 Angstrom veya üstünde(makroporlu)
3) Düşük İodin Sayısı: <600 ( mikropor yapısı daha az)
4) Yüksek Molasses Sayısı: > 400( makropor yapısı daha fazla)
İyi bir karbon markasının etiketinde şunları görmeniz gerekir:
Iodine Number: 1000 min. Ball-Pan Hardness: 97 min. Surface area (BET) m2/g: 1225 pH: Neutral Food Chemicals Codex: Passes Ash, Mass %: 3 Methylene blue absorption g/100g: 24 Washed with Hydrochloric Acid
MARKA
Ortalama
İyi
Mükemmel
Aq Pharm Black Magic®
█
Kent Reef Carbon®
█
Boyd Chemi-Pure®
█
Hagen® Fluval® Carbon
█
Hydor Prime®
█
Lifegard® Pelletized
█
Marineland Black Diamond®
█
ROWAcarbon®
█
Seachem Matrix®
█
T.L.F. Hydrocarbon®
█
Warner® Granular
█
tablo: bazı karbon markarının karşılaştırılması
Burada önemli bir nokta da şudur ki etiket ve pazarlama bilgilerinden en iyi karbonu seçmemize yarayacak tamamen doğru tek bir veri yoktur. Akvaryumumuzda kendi gözlemlerimiz önemlidir. Pahalı bir markanın ürünü sizin için en iyisi olmayabilir. Bu ürünlerin etkinliği deney ortamlarında çeşitli maddeler kullanılarak ölçülmektedir(metilen mavisi ve malasit yeşili boyası ile salınım gibi). Tankınızdaki organikleri toplama becerileri ve tankınızın sağlık durumu sizin gözleminiz altındadır ve bazen en iyi karbona deneyerek ulaşabilirsiniz.
Aktif Karbon Nasıl Kullanılır ?
Sürekli kullanım için tavsiye edilen miktar: 1 su bardağı karbon( 240 ml) yaklaşık 240 litre su hacmi için yeterlidir. Bu doz genel olarak önerilen dozlardan biraz daha fazladır, daha fazla karbon daha hızlı ve daha uzun çalışır. Organik miktarının çok yüksek olduğu veya ilk defa karbon kullanılacak kötü bakılmış tanklarda bu dozun iki katına çıkılabilir. Doz aşımı sıkıntı yaratmayacaktır.
Su karbona ulaşmadan önce mekanik olarak filtre edilmelidir. 100 micron filte kullanımı ile karbonun ömrü uzayacaktır.
Bilinenin aksine, karbon üzerinden tüm akvaryum suyunun geçmesi için bir dış filtreye veye sumpda ayrı bir aparata konulmasına gerek yoktur. Karbonla doldurulmuş bir file -torbanın sumpa bırakılması yeterli olacaktır çünkü; karbon sudaki partikülleri elektiriksel olarak çeken bir maddedir, durağan mekanik bir filtre malzemesi değildir. Çalışmalar göstermiştir ki,sumpta üzerinden ortalama bir akım geçen torba içindeki karbon, temel organik atıkları, ilaçları ve ağır metalleri toplamıştır. Gerçek performans torbadaki materyalin akışkanlığına bağlıdır. Eğer bir medya reaktörü kullanıyorsanız karbon kullanmanın en etkili yolu , filtre deliklerinin karbonun kaçamayacağı kadar küçük, fakat mümkün olan en geniş büyüklükte olmasına dikkat etmektir.
Ortalama bir marin akvaryumda karbon 6 hafta kullanılabilir. Resif tankları, sadece balık olan marin tanklardan daha fazla organik üreteciğinden bu süre 4-6 hafta olarak verilebilir. Eğer su mekanik olarak filtre edilmeden karbon kullanılıyorsa veya istenmeyen alg gelişiminin işaretleri görülüyorsa, bu süreyi daha kullanışlı bir şekilde ayarlamanız veya karbon miktarınızı artırmanız gerekecektir. İlaç veya diğer kimyasalların kullanımı sonrası aktif karbon konacaksa, ürünün suda kalması süresi daha kısa olabilir.
Daha önce değindiğimiz gibi aktif karbon ozonu nötralize etmek için kullanılabilir. Ozon gazı karbon yüzeyinde oksidize olur ve oksijeni indirger. Reaksiyona girmeyen fazla ozon skimmer kabı ile atmosfere yayılır. Aktif karbon emdirilmiş bir malzeme skimmer toplama kabının üst kısmına uygun şekilde kesilip konularak ozonun ev içinde birikmesi önlenebilir. Nötralizayon işlemi ile karbon tamamen tükendiğinde rengi beyaza dönecektir.
Karbonu işi bitince tekrar kullanmanın veya tükenmişliğini ölçmenin etkili bir yolu yoktur. Karbonu tekrar kullanmayın veya temizlemeye çalışmayın. Karbonun yüksek sıcaklık ve düşük oksijen şartlarında tekrar kullanılabilir hale getirilmesi mümkün olmakla birlikte, hobici şartlarında bu pek maliyet etkin bir yöntem değildir. En iyi çözüm 4-6 hafta aralıklarla karbonunuzu değiştirin.
Aktif Karbon Mitleri ve Yanlış Kavramlar
§ Karbon eser elementleri toplar Kısmen Yanlış.Karbon organiklere eser elementlerden daha fazla ilgi gösterir fakat bazı elementleri toplayacaktır. Bu toplama < pH 3 ve > pH 10 ( 3 den küçük 10 dan büyük) değerlerinde maksimaldir ve bu pH değerlerinin sağlıklı bir akvaryumda görülmesi pek mümkün olmadığından karbonun önemli bir eser element toplayıcısı olduğu söylenemez. Diğer yandan, protein skimmer ve tanktaki canlılar aktif karbondan daha fazla eser metal tüketir. Bu elementler bir şekilde azalmış olsa bile her zaman rahatlıkla bulabileceğimiz katkılar ile çözüm bulabiliriz.
§ Karbon yakaladığı organikleri suya geri verir Yanlış. Karbon gözenekleri bir defa doygunluğa ulaştıktan sonra, karbon taneciklerinin üzeri ince bakteri tabakası ve tortuyla kaplanarak iç kısımdaki gözeneklerde tutulan organiklerin hapsolmasını sağlar ve zayıf bir biyolojik filtre gibi iş görmeye başlar.
§ Karbon sadece ayda bir kaç gün kullanılmalıdır Yanlış. Bu mit aktif karbonun uygulama sonrası suyun sarı renk tonunu ve akvaryumdaki kokuyu 48 saatde alabilmesi ile başlamıştır( belki de satıcılar daha fazla karbon satmak istedikleri için). Organiklerin daha yüksek konsantrasyonu kokusuzluk ve renksizlik için daha uzun temas süresi gerektirir. Kısa süreli karbon kullanımının diğer bir olumsuz etkisi depolama ve tekrar kullanımdır. Karbon bir defa sudan çıkarıldığında havadaki partikülleri toplamaya devam eder. Nemli karbonun plastik bir kapta muhafaza edilmesi de işe yaramaz çünkü durgun akvaryum suyu ile tıkanan tanecikler tükenmiş hale gelecektir.
§ Akvaryuma dökülen karbon zararlıdır Yanlış. Karbon granülleri kazara akavayuma kaçsa bile, hızlı bir şekilde bakterilerle doygun hale gelecek ve bir kum tanesi gibi biolojik olarak etki gösterecektir. Görüntü çirkin olabilir ama tamamen zararsızdır.
HLLE ( Head and Lateral Line Erosion, Baş ve Sırt Çizgisinde Soyulma Sendromu) ve Aktif Karbon İlişkisi
HLLE tuzlu ve tatlı su balıklarını ciddi şekilde etkileyen bir balık hastalığıdır. Hastalık balığın göz çevresinde ince noktalar halinde başlayan deri soyulmalarının baş ve sırt bölgesine doğru yayılması ile devam eder. İlerlemiş vakalarda yüzgeçleri tutabilir. Bu hastalığın en az 20 balık türünü etkilediği bilinmektedir.
Son çalışmalar GFO nun HLLE için potansiyel bir kaynak olabileceğini ortaya koymuştur. Özellikle karbon tozunun buna sebep olabileceği çalışmalarda gözlemlenmiştir(HLLE ile ilgili ayrıntılı bilgiler başka bir makalenin konsu olacaktır).
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Aile Genel İsim
Acanthuridae SurgeonfishesBlenniidae
Combtooth blenniesCentrarchidae
SunfishesCeratodontidae
Australian lungfishChaetodontidae
ButterflyfishesCichlidae
New World cichlidsGadidae
CodsGrammatidae Basslets
GrammasHaemulidae
GruntsLabridae
WrassesLutjanidae
SnappersMuraenidae
Moray eelsPercichthyidae
Temperate perchesPercidae
PerchesPlesiopidae
RoundheadsPomacanthidae
Marine AngelfishesPomacentridae
DamselfishesProtopteridae
African lungfishesScorpaenidae
ScorpionfishesSerranidae
Sea basses and soapfishes
Tablo 2. -HLLE ye karşı duyarlı olduğu bilinen balık türleri (J. Hemdal – kişisel gözlem).
Keyifli hobiler…
—-by gogol—-