AmerosPerros
Yeni Üye
- Katılım
- 28 Kas 2005
- Mesajlar
- 271
- Tepkime puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 42
- Ad Soyad
- Mahmut BELENLİ
AKVARYUM FOTOĞRAFÇILIĞI
Aslında akvaryum fotoğrafçılığı gibi bir olgu henüz oluşmamış olsa da, hem akvaryum hem de fotoğrafçılığa meraklı olan kişilerin ilk yapmak istedikleri şey akvaryum fotoğrafı çekmektir. Peki akvaryum fotoğrafı çekmenin normal doğa veya anı fotoğrafı çekmekten farkı nedir? Bunun için fotoğrafın mantığına biraz değinelim.
Fotoğraf (Photograph) photo (ışık) ve graph (çizgi) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Yani ışıkla çizmek anlamındadır. Buradan da anlaşılacağı gibi fotoğrafın hammaddesi ışıktır. Gün ışığı evlerimizdeki ve akvaryumlarımızdaki ışıklardan çok daha kuvvetli ve keskindir. Bu yüzden akvaryumlarımızda fotoğraf çekmemiz zorlaşır. Kullanılan ışık kaynakları yetersiz kalmakta ve fotoğraflar ya karanlık olmakta yada hızlı balıklarımız kayar gibi görünmektedir.
FİLM Mİ? DİGİTAL Mİ?
Son zamanlarda fotoğraf denilince akla gelen ilk şey film mi yoksa dijital mi oluyor. Akvaryum fotoğrafçılığında aslında cevap çokta zor değil. Dijital teknolojinin film’e göre birçok avantajı bulunuyor. Çekilen fotoğrafın anında görüntülenebilmesi, beyaz ayarını manuel seçebilmemiz, iso değerini mecbur kaldığımızda yükseltebilmemiz, film ve banyo masraflarının olmayışı gibi. Ancak dijital fotoğraf kalitesinin hala filme ulaşamadığı da bir gerçek. Renk doygunluğu ve keskinlik hala film kalitesinde değil. Çok yaklaşan dijital makineler mevcutsa da fiyatları oldukça yüksek düzeylerde.
Dijital çalışmak akvaryum fotoğrafçılığı için şart denilebilir. Her çekilen fotoğrafın mükemmel olması normal şartlarda dahi çok zor iken akvaryum şartlarında imkansızdır. Gerek ışığın yetersizliği gerekse çok yakından çekilen hızlı balıklar tekrar tekrar çekim yapmamızı gerektirebilir.
IŞIK
Fotoğraf makineleri filme veya sensöre (digital fotoğraf makinelerinde) 3 şekilde ayarlarlar.
1- Enstantane (Perdenin açılıp kapanmaz hızı yani ışığın düştüğü süre)
2- Diyafram açıklığı (Mercekte bulunan, 6 yapraktan oluşan ve açılıp kısılarak içeri girecek ışığın miktarını ayarlayan düzenek)
3- ASA-ISO (Filmlerin veya sensörlerin ışığa olan duyarlılığıdır.
Hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinin üzerinde bir pozometre vardır. Pozometre filme düşen ışığın miktarını hesaplar ve gerekli olan enstantane ve diyafram değerlerini bize verir. Manuel modda kullanırken bize rehberlik eder. Otomatik çekim yaparken kamera tüm bu ayarlarını kendisi yapar ancak yanılma payı her zaman vardır. Ayrıca Diyafram ve enstantane öncelikli çekimler yapmakta kimi kameralarda mümkündür.
Akvaryumlardaki ışık kaynakları fotoğraf çekmek için genelde yetersiz kalırlar. Bu yüzden ilave ışık kaynaklarına ihtiyaç duyarız. Buda aklımıza ilk olarak flaşları getirir. Geleneksel kompakt makinelerin üzerlerinde bulunan flaşlar akvaryumun camından yansıma yapacağı için çokta kullanışlı değillerdir. Bu durumda farklı alternatifler ortaya koymak gerekir. Bunların en başında harici flaşlar vardır. SLR, DSLR, DSLR-like kameralara takılabilen harici flaşlar iyi bir alternatif oluştururlar. Açıları ayarlanabilir ve yansıtıcılarla kullanılarak iyi sonuçlar alınabilir. Ancak gene akvaryum camındaki parlamalara tam olarak engel olunamaz. Bunun için uzatma kablolarıyla harici flaşı fotoğraf makinesinden uzaklaştırıp camdaki parlamalar engellenebilirler. Burada flaşın konulabileceği en uygun yer akvaryumun üstüdür. Yukarıdan yapılan aydınlatma daha doğal olacaktır. Aynı şekilde yukarıdan aydınlatma yapabilecek ampul flaşlar vardır. Bunlar harici flaşın patlamasıyla eş zamanlı olarak patlarlar. Normal 220 volt şehir akımıyla çalışırlar ve standart duylara takılırlar. Makro çekimler için geliştirilmiş ring flaşlarda akvaryum çekimlerinde kullanılabilirler. Bu tip flaşlar objektifin önüne takılarak sürekli bir aydınlatma sağlarlar.
OBJEKTİF
Akvaryum fotoğrafı çekmek için kullanacağımız çok çeşitli objektifler mevcuttur. Yakın çekimlerde makro, genel çekimlerde de geniş açı objektifler tercih edilmelidir. SLR ve DSLR fotoğraf makinelerinde objektif tercihimizi kendimiz yapabildiğimiz için amacımıza yönelik objektifler alabiliriz. Ancak DSLR-like ve kompakt fotoğraf makineleri alınırken objektiflerine dikkat etmemiz gerekir. Geniş açının 28mm’den başlaması tercih sebebimiz olmalıdır. Aynı zamanda makro özelliğinin de iyi olması gerekir. Makro mesafesinin kısalığı bu konuda bize bir ip ucu verecektir. 2 cm gibi bir mesafe kompakt kameralar için oldukça iyi bir değerdir.
SLR ve DSLR kameralar için makro objektif olarak 100mm civarı objektifler uygundur. 50mm makro objektifler geniş açılı kalır ve gerekli mesafeye yaklaşamayız. 180mm civarı objektiflerde ise el titremesi fazlalaşacak ve çekimler güçleşecektir. Genel itibariyle makro objektifler 1:1’lik büyütme oranı sunarlar. Bu max yaklaşma mesafesinden 2-3 cm boyundaki bir objeyi film veya sensör üzerine tam oturtması demektir. Yani gerçek boyutu 3 cm olan bir neon tetra’nın film düzlemine 3 cm olarak düşmesi demektir.
Elimizdeki mevcut objektiflerin makro özelliğini artırma imkanımızda vardır. Bunun için close-up filtreler ve extention tube’ler kullanılabilir. Close-up filtreler objektifin önüne takılır ve objektifin yaklaşma mesafesini artırırlar. Extention tube ise objektifle kamera arasına takılarak aynı işlevi görür. Ancak her iki aparatta ışık geçirgenliğinde azalma yaşatır. Bu yüzden makro objektif kullanmak her zaman daha iyi sonuç verecektir.
Aslında akvaryum fotoğrafçılığı gibi bir olgu henüz oluşmamış olsa da, hem akvaryum hem de fotoğrafçılığa meraklı olan kişilerin ilk yapmak istedikleri şey akvaryum fotoğrafı çekmektir. Peki akvaryum fotoğrafı çekmenin normal doğa veya anı fotoğrafı çekmekten farkı nedir? Bunun için fotoğrafın mantığına biraz değinelim.
Fotoğraf (Photograph) photo (ışık) ve graph (çizgi) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Yani ışıkla çizmek anlamındadır. Buradan da anlaşılacağı gibi fotoğrafın hammaddesi ışıktır. Gün ışığı evlerimizdeki ve akvaryumlarımızdaki ışıklardan çok daha kuvvetli ve keskindir. Bu yüzden akvaryumlarımızda fotoğraf çekmemiz zorlaşır. Kullanılan ışık kaynakları yetersiz kalmakta ve fotoğraflar ya karanlık olmakta yada hızlı balıklarımız kayar gibi görünmektedir.
FİLM Mİ? DİGİTAL Mİ?
Son zamanlarda fotoğraf denilince akla gelen ilk şey film mi yoksa dijital mi oluyor. Akvaryum fotoğrafçılığında aslında cevap çokta zor değil. Dijital teknolojinin film’e göre birçok avantajı bulunuyor. Çekilen fotoğrafın anında görüntülenebilmesi, beyaz ayarını manuel seçebilmemiz, iso değerini mecbur kaldığımızda yükseltebilmemiz, film ve banyo masraflarının olmayışı gibi. Ancak dijital fotoğraf kalitesinin hala filme ulaşamadığı da bir gerçek. Renk doygunluğu ve keskinlik hala film kalitesinde değil. Çok yaklaşan dijital makineler mevcutsa da fiyatları oldukça yüksek düzeylerde.
Dijital çalışmak akvaryum fotoğrafçılığı için şart denilebilir. Her çekilen fotoğrafın mükemmel olması normal şartlarda dahi çok zor iken akvaryum şartlarında imkansızdır. Gerek ışığın yetersizliği gerekse çok yakından çekilen hızlı balıklar tekrar tekrar çekim yapmamızı gerektirebilir.
IŞIK
Fotoğraf makineleri filme veya sensöre (digital fotoğraf makinelerinde) 3 şekilde ayarlarlar.
1- Enstantane (Perdenin açılıp kapanmaz hızı yani ışığın düştüğü süre)
2- Diyafram açıklığı (Mercekte bulunan, 6 yapraktan oluşan ve açılıp kısılarak içeri girecek ışığın miktarını ayarlayan düzenek)
3- ASA-ISO (Filmlerin veya sensörlerin ışığa olan duyarlılığıdır.
Hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinin üzerinde bir pozometre vardır. Pozometre filme düşen ışığın miktarını hesaplar ve gerekli olan enstantane ve diyafram değerlerini bize verir. Manuel modda kullanırken bize rehberlik eder. Otomatik çekim yaparken kamera tüm bu ayarlarını kendisi yapar ancak yanılma payı her zaman vardır. Ayrıca Diyafram ve enstantane öncelikli çekimler yapmakta kimi kameralarda mümkündür.
Akvaryumlardaki ışık kaynakları fotoğraf çekmek için genelde yetersiz kalırlar. Bu yüzden ilave ışık kaynaklarına ihtiyaç duyarız. Buda aklımıza ilk olarak flaşları getirir. Geleneksel kompakt makinelerin üzerlerinde bulunan flaşlar akvaryumun camından yansıma yapacağı için çokta kullanışlı değillerdir. Bu durumda farklı alternatifler ortaya koymak gerekir. Bunların en başında harici flaşlar vardır. SLR, DSLR, DSLR-like kameralara takılabilen harici flaşlar iyi bir alternatif oluştururlar. Açıları ayarlanabilir ve yansıtıcılarla kullanılarak iyi sonuçlar alınabilir. Ancak gene akvaryum camındaki parlamalara tam olarak engel olunamaz. Bunun için uzatma kablolarıyla harici flaşı fotoğraf makinesinden uzaklaştırıp camdaki parlamalar engellenebilirler. Burada flaşın konulabileceği en uygun yer akvaryumun üstüdür. Yukarıdan yapılan aydınlatma daha doğal olacaktır. Aynı şekilde yukarıdan aydınlatma yapabilecek ampul flaşlar vardır. Bunlar harici flaşın patlamasıyla eş zamanlı olarak patlarlar. Normal 220 volt şehir akımıyla çalışırlar ve standart duylara takılırlar. Makro çekimler için geliştirilmiş ring flaşlarda akvaryum çekimlerinde kullanılabilirler. Bu tip flaşlar objektifin önüne takılarak sürekli bir aydınlatma sağlarlar.
OBJEKTİF
Akvaryum fotoğrafı çekmek için kullanacağımız çok çeşitli objektifler mevcuttur. Yakın çekimlerde makro, genel çekimlerde de geniş açı objektifler tercih edilmelidir. SLR ve DSLR fotoğraf makinelerinde objektif tercihimizi kendimiz yapabildiğimiz için amacımıza yönelik objektifler alabiliriz. Ancak DSLR-like ve kompakt fotoğraf makineleri alınırken objektiflerine dikkat etmemiz gerekir. Geniş açının 28mm’den başlaması tercih sebebimiz olmalıdır. Aynı zamanda makro özelliğinin de iyi olması gerekir. Makro mesafesinin kısalığı bu konuda bize bir ip ucu verecektir. 2 cm gibi bir mesafe kompakt kameralar için oldukça iyi bir değerdir.
SLR ve DSLR kameralar için makro objektif olarak 100mm civarı objektifler uygundur. 50mm makro objektifler geniş açılı kalır ve gerekli mesafeye yaklaşamayız. 180mm civarı objektiflerde ise el titremesi fazlalaşacak ve çekimler güçleşecektir. Genel itibariyle makro objektifler 1:1’lik büyütme oranı sunarlar. Bu max yaklaşma mesafesinden 2-3 cm boyundaki bir objeyi film veya sensör üzerine tam oturtması demektir. Yani gerçek boyutu 3 cm olan bir neon tetra’nın film düzlemine 3 cm olarak düşmesi demektir.
Elimizdeki mevcut objektiflerin makro özelliğini artırma imkanımızda vardır. Bunun için close-up filtreler ve extention tube’ler kullanılabilir. Close-up filtreler objektifin önüne takılır ve objektifin yaklaşma mesafesini artırırlar. Extention tube ise objektifle kamera arasına takılarak aynı işlevi görür. Ancak her iki aparatta ışık geçirgenliğinde azalma yaşatır. Bu yüzden makro objektif kullanmak her zaman daha iyi sonuç verecektir.
Moderatör tarafında düzenlendi: