Keşfet

Xenia Mercan & AdenoVirüs Bağlantısı

dgkngrbz

Yeni Üye
Katılım
16 Kas 2018
Mesajlar
95
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
36
Ad Soyad
Doğukan Gürbüz
Arkadaşlar merhabalar,

Geçen gün başıma gelen ve bağlantısını sorguladığım bir konudan size bahsedeceğim. Ne kadar doğrudur bilinmez ama Xenia ile bağlantısı olan arkadaşların dikkatini çekmek istiyorum.

Malum pandamı nedeniyle kendimizi olabildiğince tecrit altına aldığımız bu günlerde özellikle evimde yeni doğan bir çocuk olduğu için oldukça Corona virüsünden korunuyoruz. Özellikle bağışıklık arttırıcı gıdalar vitaminler ve mümkün olan şartlarda maske ve sosyal mesafe. bu dönemde korona kapmayacaksam başka bir virüsü dışardan içeri taşımam bile mümkün değil. olabildiğince dışarı çıkmıyorum. her konuda maksimum hijyen durumundayım.

Ancak 2 gün önce akvaryumumda istilaya geçen Xenialara savaş açtım. kayaları tek tek çıkararak dışarıda cımbızlarla söküp bağlı bulunan yerlerini kazıyarak tanktan çıkardım. bu işlemi yaparken cımbız elimden kaydı ve xenianın gövde suyu gözüme fışkırdı. bol su ve sabunla hemen yıkadım. her hangi bir acı ve yanma hissetmedim. Ancak 10 saat sonra uyandığımda su gelen gözüm kıpkırmızı olmuştu. müthiş bir yanma, acı , şişkinlik, sulanma vb şeyler.

klasik göz kızarıklığına iyi gelen damlalardan kullanıp 1 gün kadar bekledim. ancak bahsettiğim bulgular artınca, göz konusunda ciddi yeterliliğe sahip bir operatör doktor a muayene oldum. durumu anlattım. detaylı incelemesi sonucunda virüs kaptığımı, adının da ADENOVIRUS olduğunu, genelde havuzlardan bulaştığını ve ciddi anlamda bulaşıcılığının olduğunu belirtti ve tedaviye başladım.

internetteki araştırmalarımda da ciddi bir bulaşıcı hastalık olduğunu öğrendim. şimdilik seyri yavaş yavaş iyiye gidiyor diye düşünüyorum. ancak bu konuda her hangi birinin Xenia veya mercanlardan kaynaklı adenovirüs kapma durumu hakkında bilgisi olan var mıdır ? yada 1 milyonda 1 ihtimal bana mı denk geldi ????

Xenialar konusunda çok basit ve zararsız oldukları için çok güveniyordum. Ancak ciddi şekilde gözüme zarar verdiler. ilerleyen günlerde etkileri hakkında detaylandırabilirim. Xenia ile akvaryumda uğraşan arkadaşların dikkatli olmaları konusunda uyarı anlamında yazmak istedim. 

Herkese güzel, sağlıklı hobiler dilerim.

 
Bu konuda bir şey okumadım, ancak şu daha olası, mercanın salgısı gözünüzü irrite ettiği( hasar verdiği) için infeksiyona daha  duyarlı hale gelmişsinizdir. Geçmiş olsun..

 
Tuzlu suda yaşıyan bakteri ve virüsler tuzlu su canlılarına zarar verecek şekilde evrimleşmiştir. Bir tuzlu su bakterisi ya da virüsünün insana zarar verebilecek kabiliyeti yoktur diye düşünüyorum. Bu virüsü çeşmede gözünüzü yıkarken kapmış olma olasılığıda var tabi.

 
Tuzlu suda yaşayan bakteri ve virüsler tuzlu su canlılarına zarar verecek şekilde evrimleşmiştir. Bir tuzlu su bakterisi ya da virüsünün insana zarar verebilecek kabiliyeti yoktur diye düşünüyorum. Bu virüsü çeşmede gözünüzü yıkarken kapmış olma olasılığı da var tabi.
Tam doğru değil, bazı hastalıklar örneğin kolera ile akraba olan bazı türler (Vibrio), bazı verem (tüberküloz) türleri insana bulaşabilir. O yüzden dikkatli olunmalı.



 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Musluk suyu ile ilgili bir viral bir enfeksiyon durumu olsa şu an yalovada müthiş bir salgınla karşı karşıya olmamız gerekliydi. Ancak gözün tarhişinden dolayı enfeksiyonlara açık duruma gelmesi de bir ihtimal tabiki. Ama konuyla ilgili akvaryum suyunu ve xenia mercan gövde suyunu laboratuara gönderdim. sonuçlar çıktığında paylaşacağım. 

 
Arkadaşlar merhabalar,

Geçen gün başıma gelen ve bağlantısını sorguladığım bir konudan size bahsedeceğim. Ne kadar doğrudur bilinmez ama Xenia ile bağlantısı olan arkadaşların dikkatini çekmek istiyorum.

Malum pandamı nedeniyle kendimizi olabildiğince tecrit altına aldığımız bu günlerde özellikle evimde yeni doğan bir çocuk olduğu için oldukça Corona virüsünden korunuyoruz. Özellikle bağışıklık arttırıcı gıdalar vitaminler ve mümkün olan şartlarda maske ve sosyal mesafe. bu dönemde korona kapmayacaksam başka bir virüsü dışardan içeri taşımam bile mümkün değil. olabildiğince dışarı çıkmıyorum. her konuda maksimum hijyen durumundayım.

Ancak 2 gün önce akvaryumumda istilaya geçen Xenialara savaş açtım. kayaları tek tek çıkararak dışarıda cımbızlarla söküp bağlı bulunan yerlerini kazıyarak tanktan çıkardım. bu işlemi yaparken cımbız elimden kaydı ve xenianın gövde suyu gözüme fışkırdı. bol su ve sabunla hemen yıkadım. her hangi bir acı ve yanma hissetmedim. Ancak 10 saat sonra uyandığımda su gelen gözüm kıpkırmızı olmuştu. müthiş bir yanma, acı , şişkinlik, sulanma vb şeyler.

klasik göz kızarıklığına iyi gelen damlalardan kullanıp 1 gün kadar bekledim. ancak bahsettiğim bulgular artınca, göz konusunda ciddi yeterliliğe sahip bir operatör doktor a muayene oldum. durumu anlattım. detaylı incelemesi sonucunda virüs kaptığımı, adının da ADENOVIRUS olduğunu, genelde havuzlardan bulaştığını ve ciddi anlamda bulaşıcılığının olduğunu belirtti ve tedaviye başladım.

internetteki araştırmalarımda da ciddi bir bulaşıcı hastalık olduğunu öğrendim. şimdilik seyri yavaş yavaş iyiye gidiyor diye düşünüyorum. ancak bu konuda her hangi birinin Xenia veya mercanlardan kaynaklı adenovirüs kapma durumu hakkında bilgisi olan var mıdır ? yada 1 milyonda 1 ihtimal bana mı denk geldi ????

Xenialar konusunda çok basit ve zararsız oldukları için çok güveniyordum. Ancak ciddi şekilde gözüme zarar verdiler. ilerleyen günlerde etkileri hakkında detaylandırabilirim. Xenia ile akvaryumda uğraşan arkadaşların dikkatli olmaları konusunda uyarı anlamında yazmak istedim. 

Herkese güzel, sağlıklı hobiler dilerim.
Geçmiş olsun Doğukan Bey. Bir şeyin olacağı varsa oluyor maalesef.

Tuzlu suda yaşıyan bakteri ve virüsler tuzlu su canlılarına zarar verecek şekilde evrimleşmiştir. Bir tuzlu su bakterisi ya da virüsünün insana zarar verebilecek kabiliyeti yoktur diye düşünüyorum. Bu virüsü çeşmede gözünüzü yıkarken kapmış olma olasılığıda var tabi.
Maalesef öyle bir evrim yok... Tatlı su tuzlu su fark etmiyor, her türlü bulaşıyor. Elinizi akvaryuma sokarken yara vb şeylerin  olmamasına dikkat edin.

Bulaşıcılardan en bilineni de mycobacterium marinum.

Bir makaleden edindiğim bilgiler; akvaryumdan mycobacterium marinum bakterisi kapmış ve beş yıldır teşhis konulmadığı bilinen bir hasta hakkında değerlendirmeler yapılmış;
(Şunu belirtmeliyim ki aşağıdaki yazıda verilen tedavi bilgileriyle ilgili hiç bir ilgim yoktur, tavsiye değildir. Bu tedavilerin uygulanmasında herhangi bir sorumluluk kabul etmiyorum)
Makalede bağışıklık sistemine bakılmaksızın bu bakteriye maruz kalına bilineceği, tanı koyulmasının zor olunduğu, tanı konurken eğer ki bu bakteriden şüpheleniliyorsa biyopsi, doku kültürü, histopatoloji analizi yapılması gerektiği vurgulanmış. Ayrıca uygun antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Hasta 5 yıldır bu hastalıkla yaşamış, ilk kızarıklık çıktığında küçük bir bölgedeymiş ve yayılmaya başlamış. Kızarıklığın olduğu yerlerde kaşıntı, azalmış duyarlılığın olmadığının belirtmiş. Tanı konulmadan önce hasta farklı klinklerde üstünkörü reçeteler almış. Bu tanı konulmadan önce herhangi bir kimyasala temas etmediğini belirtmiş, kronik ilaç kullanımı yokmuş. Hasta zamanının çoğunu yazı yazmakla geçiriyormuş. Muayenelerin birinde ısrarla hastalık yapıcı ajanlara maruz kaldığını söyledikten sonra boş zamanlarında akvaryumla ilgilendiğini söylemiş. Tanı koyarken yukarıda yazdığım gibi kültür, örnek alınmalıymış (başka benzer hastalıklar varmış). M. marinum bakterisi ilk olarak 1926'da Philadelphia'da (ABD) bir akvaryumda deniz balıklarının ölümünün nedeni olarak tanımlanmış. Ayrıca 1951 yılında İsveç'teki yüzücülerde ortaya çıkan deri lezyonlarından sorumlu patojen olarak da tanınmıştır.
Bu bakteri 30 ° C ila 37 ° C arasında yavaş büyüyen (2-8 hafta), tatlı ve tuzlu su akvaryumlarının yanı sıra havuzlarda da olan, fırsatçı bir mikro bakteriymiş. Bu mikrobakteri balık ve yılan, amfibi, kaplumbağa gibi soğukkanlı hayvanları da hasta etmekteymiş. Aynı zamanda ölü canlıları, özellikle balıkları üreme alanı olarak kullanabilmekteymiş. Bu lezyonlar, yoğun el işi gerektiren insanlarda, su ile ilgili faaliyetlerde ve bu hobiyle ilgilenen insanlarda görülmekteymiş. Bu enfeksiyon için belli bir cinsiyetin maruz kalmadığı, kadınlar içinde risk olduğu söylenmekte ve bulaşmanın cinsiyete dayalı olmadığı bilinmekteymiş. Bu mikrobakteri kendini, bulaşmanın 2. veya 3. yılında göstermekteymiş. Aynı zamanda kemik ve eklemlere yakın yerlerde olursa ek belirtilerde gösteriyormuş (orayı çeviremedim). Bu tanın doğrulamasında "Löwenstein-Jensen" adlı büyüme ortamı kullanılırmış.
Bu hastamıza tanı konulduktan sonra, üç ay boyunca klaritromisin ile tedavi edilmiş, ve lezyonun gerilemesi görülmüş. M. marinum bakterisi genellikle çoklu antibiyotiklere karşı duyarlı olduğu vurgulanmış. Yalnız bu hastalığın tedavisi için spesifik bir tedavinin, etkin bir tedavinin olmadığı belirtilmiş. Ayrıca bu bakteriye karşı antitüberküloz ilaçlarına ve yaygın antibiyotiklere (kinolonlar, tetrasiklinler, makrolidler, aminoglikozitler...) de duyarlıymış. Ek olarak, "monoterapi kutanöz" enfeksiyonları başarıyla ortadan kaldırabilirmiş. Tedavi lezyonun klinik evrimine bağlı olarak en az altı haftadan 12 aya kadar uygulanmalıymış..... diye gidiyor.



 

Konu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst