Ercan bey temel ballingle ilgi şu bilgiler belki çözüm için işinize yarayabilir
Alıntıdır.;
Pawlowsky
Balling yöntemine geçmeden son olarak Ernst Pawlowsky hangi noktaya ulaştı, bakalım: Temel mantık, mercanların ihtiyaç duydukları kalsiyumkarbonatın (CaCO3) sağlanması. Ama, reaksiyonu bir kapta gerçekleştirdiğinizde CaCO3’ün çökeceğini/bir çökeltiye dönüştüğünü görebilirsiniz. Bu nedenle suya kalsiyum (Ca) ve bikarbonat (HCO3) çözeltilerini ayrı ayrı vererek reaksiyonun mercanlar tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak. Sağlanan fayda: kalsifikasyon ve fotosentez için gerekli Ca ve bikarbonat iyonlarını akvaryuma sunmak..
(Not: Ancak bu reaksiyonun gerçekleşebilmesi yalnızca işin kimyasını değil, biyolojisini de ilgilendiriyor. Bu nedenle birçok akvaryumda Ca ve KH değerleri ideale yakın olsa da (Ca: 400 ppm ve KH: 7/8) mercanların büyümediğini sıkça duyarız.. Bunu Biyoloji ana başlığı altında –fotosentez basamağını görmezden gelmek- tartışmak gerekir…)
Pawlowsky, 2 ayrı stok çözeltisi hazırlayarak akvaryuma verilebileceğini ve böylelikle suda ideal Ca seviyesini sağlayabileceğini gösterdi. Bir tarafta CaCl2 (kalsiyum chloride) diğer tarafta NaHCO3 (sodyum bikarbonat) çözeltisi hazırlandığında ve belli bir dozda akvaryuma verildiğinde amaç gerçeklişiyor. Üstelik çözelti son derece sabit/stabil..
Reaksiyona bakalım:
CaCl2 + 2NaHCO3 ------> Ca(2+) + 2HCO3 (-) + 2 NaCl
İlk itiraz NaCl, yani “tuz” oluşumuna geldi. 2 ayrı stok çözeltisi dozlandıkça akvaryumda bir tuzluluk artışı oluyor (mu?) ve/veya bu tuz saf haliyle “yakıcı” bir etki taşıyor (mu?). Çünkü Magnesium (Mg) ve Potassium (K) gibi diğer iyonlara karşı Sodium (Na) iyonunun sabit bir oranda olması gerekir ve acaba canlılar bu yükselen değerlere uyum gösterebilir mi?
Aslında, tüm bunlar pek de anlamlı sorular değil çünkü zaten düzenli olarak akvaryumlardan dip çekmek, yani su değiştirmek artık yaygın bir alışkanlık. Ayrıca, meraklısına not: İyonik dengeyi bozabilecek Chloride (Cl) iyonlarında artış günlük olarak % 0,004. Yorum sizin..))
Lakin Hans-Werner pek de böyle düşünmüyordu.. Öncelikle oluşan tuzun, deniz tuzuna dönüştürülebilmesi adına 70+ elementin de (Tropic Marine ProSpecial Mineral) suya dozlanması gerekiyor.. Böylelikle Na ve Cl iyonlarının gireceği reaksiyon diğer 70+ elementin birlikte yer alacağı bir reaksiyona dönüştürüldü.. Ki, ileride göreceğimiz gibi, Hans-Werner’in 3’lü çzöeltisi bu fikir sayesinde kimi firmalar (Aquarium Systems Reef Tonic ve Two Little Fishies C-Balance) tarafından 2’ye indirgendi. Hatta bir basamak daha ileri gidilerek 1’e düşürüldü: İpucu bu tekli katkıların çökelti oluşturacağından sıvı değil katı/toz olması.. (Calcium Marine Plus, hw – Wiegandt ve Bio-Calcium, Tropic Marine)..
Kısım 2:
Şimdi sorabilrsiniz, sorulmalı, soruluyor: Reaksiyonda oluşan tuzu bağlamak için kullanılan 70+ element (içeriğinde NaCl olmayan deniz tuzu, diyebiliriz..) içerideki canlılar tarafından kullanılabiliyor mu? Ya da bu tuzun “böyle” bir yararı var mı?
Yanıt olumsuz: Reaksiyonda oluşan tuzun akvaryum suyunda yaratacağı iyonik dengesizliği gidermek üzere verilen bu 70+ elementin yegane amacı gidip o tuzu bağlamak ve olası bir dengesizliğin önüne geçmek. Yani, haricen ve Balling’ten bağımsız olarak kullanıldığında içeride “açıkta gezinen” tuz olmadığından elementler büyük çoğunlukla inorganik bir yapıya dönüşerek, çökerler. Zaten kimileri miligram’ın, kimileri mikrogram’ın binde biri oranında bulunan çoğu elementin “kalsifikasyon” sürecinde önemli bir rolleri bulunmuyor.
Bu ne demek? Sözgelimi C-Balance ve/veya Balling yöntemi uygulanıyorsa, mercanların element ihtiyacı bambaşka katkılarla sağlanmalı: Hangi koşulda? Haftada 1, en geç 2 haftada 1 dip çekilmediği koşulda.. (Elementler ve Katkılar başka bir yazı konusu..)
Konuya dönelim:
- Usta şurada Balling yöntemini anlatıyorsun, bir türlü doz veremedin?
- Ne o bir acele Balling mi yapacaksın?
- Aynen.. acele Acropora büyütmem lazım..
- O niye?
- Paraya ihtiyacım var usta...
Evet. Bilinen en hızlı mercan gelişimine neden olan yöntem Balling yöntemi... Çünkü en hazır ve “tam istenilen” dozda mercanların kalsifikasyonuna yol açar. Hızlı olmasına hızlı ama ya renkler?? (Bu da başka bir konu..) Dahası, votka gibi biyolojik yöntemler için en çok tercih edileni çünkü Ca Reaktörleri suya kalsiyumbikarbonat’ın yanısıra verdikleri karbonik asit nedeniyle, suyun –özellikle geceleri- pH değerini düşürme eğiliminde. Aynı sonuç, votka yöntemiyle birleştiğinde daha güçlü bir pozisyon alıyor, çünkü suya votka (sıvı ya da katı) dozlandığında suyun oksijen değeri (oluşan bakteriler nedeniyle) düştüğü gibi, bir de asidik ortam içerideki canlıları olumsuz yönde etkiler…
Öyleyse, kestirmeden dozlama rejimini belirtelim: Aşağıda yer alan ürünlerin olabilecek en yüksek saflıkta Merck firması üretiyor ve kolaylıkla edinmek mümkün:
Yanısıra 400 grama kadar ölçüm hassaiyeti olan bir terazi edinmekte fayda var.
Dozların hepsi, 2 litre saf RO suyuna olmak üzere 3 ayrı bidona hazırlanıyor:
1- İlk çözelti: 2 litre RO suya 168 g Sodyum Bikarbonat (NaHCO3)
2- 2’inci çözelti: 2 litre RO suya 50 gram NaCl içermeyen “tuz” (Tropic Marin ProSpecial Mineral)
3- 3’üncü çözelti: 2 litre RO suya önce 147 gram Kalsiyum Klorid Dihidrat (CaCl *2H2O) çözündürülecek, ardından aynı çözelti üzerine 34 gram Magnezyumchloride-Hexahydrate (MgCl2*6H2O) çözülecek.
Şimdi, 3 tane ayrı çözeltimiz var. Nasıl dozlayacağız? Mükemmel soru!! Aynı anda!! Eğer araya zaman farkı koyarsanız ya da doz makinanız nedeniyle koymak zorunda kalırsanız, yukarıda anlatıldığı gibi bilin ki bu çözeltiler suyunuzda iyonik dengesizliklere neden olacak. Bu nedenle her 3 çözeltiyi aynı anda mümkünse debinin en yüksek olduğu geri dönüş motorunuzun hemen ağzına dozlamalısınız.
Kısım 3:
Öncelikle bazı değerlere dikkat çekelim: Verdiğimiz dozlama sonucu günlük olarak ne kadar NaCl (bildiğimiz sofra tuzu) oluşuyor?
200 Litre akvaryum suyu için yapılan dozlama yukarıda yer alıyor. Bu örnekten yola çıkalım: Bilindiği gibi arzulanan Ca miktarı 420 mg/l ya da başka deyişle 420 ppm. (bu arada karbonat sertliğiniz 8 dKH değerinin üzerine çıkartmamak gerekiyor çünkü doğada okuduğumuz optimum değer 6.5 dKH maksimum ise 8 dKH).
Şimdi, biliyoruz: 147 gram CaCl*2H2O ve 168 gram NaHCO3 ile 100 gram CaCO3 (kalsiyum karbonat), 44 gram CO2 (karbondioksit), 117 gram NaCl (tuz) ve 54 gram H2O (su) üretiyor. Tuzun oluşumunu akılda tutarak içeride amaçlanan ve gerçekleştirilen formülü de verelim:
Ca (+2) + 2HCO3 <---> CaCO3 + CO2 + H2O
200 Litre akvaryum suyumuza 29 günde 2 litrelik çözeltilerimizi dozladığımızda (29 x 70 ml: 2.030 ml yani 2,03 l) stok çözeltilerimiz bitiyor ve akvaryuma 117 gram (biz 120 g, diyelim) tuz eklemiş oluyoruz.
Dönelim akvaryumdaki orijinal tuzluluk düzeyine: binde 25 kısım (1.025).
Biliyoruz, 1 kg akvaryum tuzu 30 litre suda çözündüğünde tuzluluk oranımız 1.023 olur. 200 litre suda 1.025 tuzluluk elde edebilmek için 6.67 kg tuz , çözmemiz gerekir.
Bir ayda oluşan tuz oratalama 130 gram kabul edilirse, bu miktar tuzluluğu (6.67 kilograma oranla) yüzde 1,95 tuzluluk artışına neden olur.
1.027’ye ne zaman ulaşırız? Yani yüzde 8 tuzluluk artışına? Ortalama 4 ayda.. 4 ay hiç dip çekmeden sürekli Balling yapılırsa tuzluluk 1.025’ten 1.027’ye çıkar..
Bu elementler tuzluluğu bir seviyede tutmaya değil, Na ve Cl iyonlarının bir bütün olarak akvaryum tuzuna dönüşmeleri için, yani iyonik dengesizliği önlemek amacıyla kullanılıyor..